Geçen ayki sayfa görüntüleme sayısı

29 Mart 2011 Salı

Hayallerimdeki Yakışıklı

Çok yakışıklıydı ve tarzdı. Üstelik istediğim en önemli özellikler ondaydı. Cumartesi akşamları beraber yemeğe çıkardık. Beni hiç yanlız bırakmazdı. Melek gibiydi sanki. Hediyeler alır beni mutlu ederdi. Uzun süre ilişkimizi herkesten saklamıştık ama evde bir kardeş olunca her şey bir şekilde ortaya çıkıyor. O her şeyi anlasa da kimseye söylemedi aramızda sır olarak kaldı. Komikti de en çok ona gülerdim, yani en çok o güldürürdü beni...Annemle tanıştırdım...Annemde bir yerden tanıyorum sanki demişti...Belki görmüştür bir şekilde ama kim bilir..İdeal erkekti benim için. Annnem için ideal damat...Uzun sürmez dediler, kızdım öyle diyenlere ama biliyordum bir gün biteceğini...Bitti de .. Yıllardır görüşmüyoruz...Kim bilir ben yokken neler yaşadı, ne kızlar geldi geçti hayatından. Kaç kişiye seni seviyorum dedi ya da kaç kız üzdü...Beni hatırlar mıı, tııh yok hiç sanmam.. Unutulmuş olabilirim...A Aslında çok da çapkındı..Gözü hep Barbie'deydi.Ama o benim hep aklımda ve bugün 50. yaşını kutluyormuş. Nice yaşlara Ken. Duyduğuma göre Barbie ile barışmışsın...Ama artık benim için çok yaşlısın veya ben senin için çok yaşlıyım..Her şey zamanında güzel kusura bakma artık geçti gittiii:)

22 Mart 2011 Salı

Hoşgeldin DirtyCopy, sen yokken seni hapisteymişsin gibi düşündüm. Ulaşmak imkansızdı...Ve sen yokkken sana ihanet ettim yeni bir blog açtım. Önce üzüldüm, sonra gittim senin isminde bir wordpress.com aldım. Önce biraz boşlukta hissettim ama sonra yeni bloguma alıştım. Ve dirtycopy logosunu Ece Ogt'nin hazırladığını hiç yazmadığımı hatırladım. Ona da üzüldüm. Hiç teşekkür bile etmemiştim. Önce sana ihanetime geçmeden Ece'ye çok çok teşekkür etmek istiyorum:) Sonra bilirsin ki aslında pek dizi hatta tv izlemem ama ara ara izlediğim zamanlarda Kavak Yelleri gibi çok uyduruk bir dizinin şöyle bir konusu olduğunu görmüştüm. Sevgilisi yok oluyo ortadan tam yeni sevgili yapmışken eskisi çıkıyor meydana. Hehe işte tam da böyle bir konuya ne saçma demiştim ki bunun farklı bir versiyonu aslında bu blogların kapanması ve açılması.Bakalım yine ne zaman yasaklanacaksın..Ve ben yine başka bloglara yöneleceğim. Çok komik ama normalde de böyle değil miyiz? Bir sevgilin vardır çok seversin ayrılırsın çok üzülürsün çok geçmeden yeni birisine aşık olursun...Aslında her şey bu döngüde...Çok çabuk alışıyoruz..Sadece birbirimizden zamanlarımız farklı...Ben 1 hafta üzülürsem -ki blog kapandıktan 3 gün sonra wordpress'e geçtim:)- sen 3 ay üzülürsün ama geçer gider. Bu döngünün sonunda da sanırım yaşlılık başlıyor:):)

28 Şubat 2011 Pazartesi

Salon'da bu hafta kimler var, neler var?

Alternatif müzik tutkunlari Mart ayini yine Salon'da geçirecek. Geçen Aralik ayinda Chromatics ile Salon'un konugu olan Johnny Jewel'in diger projesi Glass Candy, Bant isbirligiyle 3 Mart Persembe gecesi Salon'da olacak.
Türkiye'de, türünün en iyileri arasindaki müzisyenler de Mart ayi boyunca Salon sahnesinde olacak. 4 Mart Cuma aksami sahne alacak, ritim ustasi Okay Temiz.
Yazarlikta 50 yili geride birakan ve eserleri toplam 12 dile çevrilen Nedim Gürsel ise 1 Mart Sali aksami Dogan Hizlan'la Edebiyat Bulusmalari kapsaminda Salon'un konugu olacak.

26 Şubat 2011 Cumartesi

Boomerang

Gıcık olduğum ne varsa birden özlediğim şeyler olarak önüme düşüverdi. Aramızda 21 ay yaş farkı olan kardeşim( küçük olan benim)'in tetrisini anneannemde kalmaya giderken saklamasına gıcık olurumdum ama şimdi ne onu ne de tetrisini görebiliyorum. En büyük hayalim üniversiteyi şehir dışında okumasıydı küçükken. Böylece odası ve tüm eşyaları bana kalacaktı ki...Her şey benim üniversiteyi şehir dışında kazanmamla değişiverdi..Tüm planlarım alt üst olmuştu. Yıllarca onun bisikletine binmek istedim.Arkadaşlarımla çıktığımda birbirimizi görmezden gelip köşe bucak kaçtım. Tam bir kız-erkek çatışmasıydı yaşananlar. Taa kii yaşımız biraz ilerleyip 18 yaklaştığımızda ben gün sayarken o çoktan 18 olmuştu. Daha ortaktı her şey. Birbirimizi daha çok düşünür olmuştuk. Öncelik benim için onda, onun için bendeydi. Hatalar anne-babadan itinayla saklanır olmuş, yavaş yavaş sırlarımız çoğalmıştı.7 yıldır hergün birbirimizi arıyoruz çünkü küçükken onun gitmesini bekleyen benim için düşüncelerim boomerang olup bana çarpmıştı. Daha az şey konuşup, belki üzüntülerimizi, kırgınlıklarımızı saklar olmuştuk. Yine hep birbirimizi daha da çok düşündüğümüzden aslında. Şimdi ne bisiklet ne tetris var. Sadece bir araya geldiğimiz bir kaç günün sonunda "daha sık gel ama böyle olmuyo ki"lerle biten cümlelerle dönüyorum evime. Erken kalkmak istemediğim için genelde cumartesi kahvaltılarını hiç sevmezdim..Annemin ben oturuyorum isteyen gelsin yesin sözü son bir uyarı olup yataktan kaldırırdı.Şimdi zaman zaman aklıma geldiğinde en kolay zamanlarmış. Hazır kahvaltı, sohbet, ama yine de birbirimize iş yaptırma çabası. Klasik salçalı sucuğu kendi speciali sanan Günsal'a kendim  yapmamak için harika olduğuna inadırıp yine ona yaptırmak istiyorum..Mesela yarın o specialini kahvaltıda yemek istiyorum..Bakalım bu boomerang bana geri dönecek mi?

25 Şubat 2011 Cuma

Pera Müzesi Film Etkinlikleri

“Jacques Tati”
2 – 13 Mart 2011


Pera Film, Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle 2 – 13 Mart 2011 tarihleri arasında Fransız yönetmen Jacques Tati’nin filmlerini sunuyor. Komik durumları ve sakarlıkları ustalıkla masaya yatıran sinemacı ve aktör Jacques Tati, izleyicilerin beklentilerini de gözönünde bulundurarak ve beyazperde için iddialı, bol ayrıntılı ve modern dünyaya özgü sayısız gizemi yakalamaya çalışarak birebir salon oyunları kurgulayarak durum komedisi sanatını yeni baştan yaratmıştır.

Programda 6 kurmaca, 3 kısa Tati filmi bulunuyor. Pera Film programında gösterilecek filmler arasında: Şenlik, Bay Hulot’nun Tatili, Dayım, Oyun Zamanı, Trafik, Gösteri ve kısa filmleri yer alıyor.

1908 doğumlu Tati, ilk çalışması olan Tenis Şampiyonu Oscar adlı kısa filme 1931’de başlamış, ancak bu eseri tamamlayamamıştır. Yönetmen, 1947 tarihli kısa filmi Postacılar Okulu ile yarattığı Postacı François karakterine ilk uzun metrajlı eseri olan 1949 yapımı Şenlik’te (Jour de Fête) de yer vermiştir. Tati, Venedik Film Festivali’nde En İyi Senaryo Ödülü’ne layık görülen Şenlik ile ortaya koyduğu tekrara dayalı komedi formülünü, sesi temel bir güldürü unsuru olarak kullandığı sonraki uzun metrajlı filmlerinde de işlemiştir. Ancak François karakterini yetersiz bulan yönetmen bir süre sonra yeni bir karakter yaratmaya girişmiştir ve daima pardösüyle dolaşan, ağzından piposunu elinden de şemsiyesini eksik etmeyen, ifadesiz bir yüze sahip, sıradan bir adam olan Bay Hulot da böylece doğmuştur.

İlk olarak 1953 yapımı Akademi Ödülü adayı Bay Hulot’nun Tatili (Les Vacances de Monsieur Hulot) adlı filmle izleyici karşısına çıkan karakter inanılmaz bir şöhret kazanmış ve yıllar boyu Tati’nin ikinci benliği olmayı sürdürmüştür. Tati, Hulot filmlerinin karmaşık yapısını oluşturabilmek için yıllarca çalışmış ve serinin ikinci filmi olan Dayım (Mon Oncle) ancak 1958 yılında çıkabilmiştir. Cannes Film Festivali’nde Melies Ödülü’ne layık görülen ve Yabancı Dilde En İyi Film dalında Oscar kazanan bu filmin ardından Tati on yıla yakın bir süre boyunca film yapmamıştır.

Yönetmen sessizliğini 1967 yılında, yüksek bütçeli 70 mm. bir yapım ve kendisinin başyapıtı olan Oyun Zamanı (Play Time) ile bozar. Hulot’yu konu alan dördüncü ve son uzun metrajlı film olan 1972 tarihli Trafik gişede başarısız olur. Videoya çekilmiş durum komedileri ve pantomimlerden oluşan düşük bütçeli bir toplama olan 1974 tarihli Gösteri (Parade) yönetmenin tamamlanmış son eseridir. Tati, 5 Kasım 1982’de hayatını kaybetmiştir.

Bir Cuma Günü Hikayesi...

Yani aslında kış günü dedim ama Mart'a az kaldı, havalar çok soğumadan kışı atlatıyoruz derken yağmurla karışık karla uyandık bütün hafta beklenilen cuma gününe. Bence bugün hava çok da soğuk değil. Ya da kısa mesafe yürüdüğüm için öyle gelmiş olabilir. Uzun yıllar Ankara'da yaşamış birisi olarak bu havalarda denize bakmak da çok keyifli. Uyanamamış asık suratlı insanların telaşına bakmayı da çok seviyorum. Otobüsü kaçırdığım zamanlar diğer otobüs 1 saat sonra geldiğinden taksiye binmek zorunda kalıyorum. Ee taksiye binince de işe erken gelmiş oluyorum. Bu yüzden İstiklal Caddesi üzerindeki (ama Tünel'e yakın olan) Starbucks'a gidip kahvaltımı yapıp gazete okuyorum. Bir hafta hep bir ya da iki dakika ile kaçırdığım otobüsler yüzünden gittiğim Starbucks'ta, her sabah (7.30-9.30 saatleri arasında) karşılaşabileceğiniz inanılmaz kibar ve hoş sohbet amcalar var. Oturdukları yer de hep aynıdır. Uzun pardesüleri, gömlek, ceket bazen kravat bazen atkı takarlar ama hep şıktırlar. Neden bilmiyorum ama sabahları bazen Starbucks'ta gazete olmuyor bende hep bu amcalardan gazetelerini istiyorum. Herkesi tanıdıkları için esnaf olduklarını düşünmüştüm ki konuşma ve tanışma fırsatımız olduğunda yanılmadığımı anladım. Herkese sabah sabah güler yüzlü bakabildikleri için çok seviyorum o ekibi. Çünkü artık yavaş yavaş toplu taşıma araçlarını kullanmaya başlayan ben, çoğu zaman insanların uyur gezer hallerini görmemek için yanımdaki kitaba dalıyorum. Kitaba dalmadığım zamanlar konuşmalarından çocukluk arkadaşı olduklarını anladığım iki bankacıyı dinleyemeye başlıyorum, istemeden:) Zamanla dizileşen hayatlarını merakla dinliyorum. Bir kadın biri erkek. Erkek topladığı para puanlarla çok beğendiği kabanı aldığı için heyecanlı, kız ise babasına yük olmadan çeyizini hazırlamaya çalışmakta..Onların anlattıkları bir iki cümleye sığmaz...Ayrıca bir gün otobüste kulak misafiri olduğum hikayeleri anlatacağım. Çok eğlenceli, çok uzak çok yakın hikayeler. Suratlarına uzun süre bakmadım hayalimde canlandırdığım karakterler olarak kalmaları için ama bir gün yanıma oturduğunda sesinden tanıdığım kız artık canlanmıştı. Erkek ise flu...Hala hayalimdeki bankacı çocuk. İşini sevmeyen, ama mecburen işine giden pek çok işini sevmeyen insandan biri...
Neyse şimdi lafı çok uzatmadan bu hafta nerelere gidebilirsiniz, hangi galeri, sergi gezilebilir biraz onlardan bahsedeceğim. Umarım güzel bir cuma ve keyifli bir haftasonu geçirirsiniz...

22 Şubat 2011 Salı

Salon'da bu hafta neler var?

Salon bu hafta da, tiyatro gösterilerinden konserlere, renkli bir programa ev sahipliği yapacak. Türkiye alternatif müzik sahnesinin ünlü isimleri bu hafta Salon sahnesinde buluşacak. İlk albümü merakla beklenen oyuncu/müzisyen Timuçin Esen, albümü Mayhoş’un raflarda yer alacağı 25 Şubat Cuma gecesi, tanıtım konserini Salon izleyicileri için verecek. 26 Şubat Cumartesi gecesi ise İstanbul’un alternatif sesi Ayyuka ile İzmir’in hareketli ekibi Kırıka Salon sahnesini paylaşacaklar.

Salon programında yer alan tiyatro gösterileri ve performanslar, bu hafta da tiyatro takipçilerini Şişhane’ye çekecek. Sanatçı Genco Gülan'ın izleyenleri şaşırtan son projesi İkiz, 22 Şubat Salı akşamı bir kez daha Salon seyircisiyle buluşurken, Volt Tiyatrosu’nun kalabalık oyuncu kadrosuyla dikkat çeken taptaze oyunu Tilt ise 27 Şubat Pazar akşamı Salon’da sahnelenecek.

23 Şubat Çarşamba ve 24 Şubat Perşembe akşamları Salon’da gerçekleştirileceği duyurulan Chen Zimbalista konserleri, teknik bir aksaklık nedeniyle ileri bir tarihe ertelendi. Zimbalista konserinin 23 ve 24 Şubat tarihli biletleri, açıklanacak yeni tarihte gerçekleştirilecek konser için de geçerli olacak. Yeni konser tarihi önümüzdeki günlerde açıklanacak. Tarih değişikliği nedeniyle biletlerini iade etmek isteyen izleyiciler, biletleriyle birlikte satın alımı gerçekleştirdikleri gişeye (İKSV ana gişeden alanlar İKSV binasına, Biletix’ten alanlar herhangi bir Biletix satış noktasına) başvurabilir.


Genco Gülan’ın çarpıcı projesi İkiz, izleyenleri şaşırtmaya devam ediyor
22Şubat Salı, saat 18.00-22.00 arası 8’er dakika

Salon, 22 Şubat Salı günü Genco Gülan’ın seyir, seyirci, seyirlik kavramlarını sorgulayan ve seyirciyle birlikte oynanan son projesi İkiz’e ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Saat 18.00’den itibaren 22.00’ye kadar 8’er dakikalık periyotlarla teker teker gözleri bağlanarak Salon’a alınacak seyirciler, bir çift ikiz kardeş tarafından ellerinden tutularak mekanda bir yolculuğa çıkarılacak. Şubat ayı başında Salon’da prömiyerini yapan, sanatçı Genco Gülan'ın performans projesinde aynı yumurta ikizi olan Yeliz ve Deniz Çelebi ile İrem ve Gizem Halis yer alıyor. Salon takipçilerine benzeri olmayan bir deneyim vaat edecek İkiz adlı performansın biletleri 20 TL üzerinden temin edilebilir.


Timuçin Esen, ilk albümünün ilk konseriyle Salon’da!
25 Şubat Cuma, saat 22.30

Şubat ayında Salon, Türkiye’den de çok özel bir ismi ağırlayacak. Ünlü oyuncu Timuçin Esen, vokalistliğini üstlendiği Karsamba grubuyla müziğe olan yeteneğini kanıtlamasının ardından başladığı albüm çalışmasını tamamlıyor. İlk albümü Mayhoş, merakla beklenen oyuncu/müzisyen Timuçin Esen, albümünün raflarda yer alacağı 25 Şubat Cuma gecesi saat 22.30’da, tanıtım konserini ilk defa Salon izleyicileri için verecek. Timuçin Esen’in taze albümünün, hayranlarının kaçırmaması gereken bu ilk konserinin biletleri 40 TL ve 25 TL (öğrenci) üzerinden temin edilebilir.


Kırıka & Ayyuka
26 Şubat Cumartesi, saat 22.00

Türkiye alternatif müzik sahnesinin heyecan verici topluluklarından Ayyuka ve Kırıka, aynı gecede arka arkaya Salon’da!  26 Şubat Cumartesi saat 22.00’de başlayacak gecede sahneye önce çıkacak Ayyuka İstanbul’un, ardından sahne alacak Kırıka ise İzmir’in alternatif seslerini Salon’a taşıyacak. Bu hareketli gecenin biletleri 25 TL ve 15 TL (öğrenci) üzerinden temin edilebilir.


Volt Tiyatrosu’ndan taptaze bir oyun:
Kalabalık oyuncu kadrosuyla Tilt, Salon sahnesinde!
27 Şubat Pazar, saat 19.30


Volt Tiyatrosu’nun taptaze oyunu Tilt, 27 Şubat Pazar akşamı Salon’da! Ebru N. Celkan’ın yazıp Aslıhan Erguvan’un yönetmenliğini üstlendiği Tilt, şehir hayatının kaotik hızını ve ölümle yaşam arasında sıkışmışlığı konu alan beş ayrı hikâyeden oluşuyor. Toplumsal yaşamda yalnızlaşan bireylerin sistem karşısında yaşadıkları güvensizliğe, çaresizliğe ve amaçsızlığa odaklanan Tilt’te, Şerif Sezer, Murat Mahmutyazıcıoğlu, Murat Garibağaoğlu, Mine Tugay, Cem Bayurgil, İpek Türktan, Levent Can, Ushan Çakır ve Sezgi Mengi sahne alıyor. Gösterinin biletleri 25 TL ve 15 TL (öğrenci) üzerinden temin edilebilir.

20 Şubat 2011 Pazar

Cirque du Soleil İstanbul'da hatta sahnede!


Dünyaca ünlü uluslararası topluluk Cirque du Soleil, en köklü gösterilerinden biri olan Saltimbanco ile 19 Şubat – 4 Mart arası Türkiye’yi ziyaret ediyor! 19 Şubat tarihinden itibaren Abdi İpekçi Arena’da olacak.
Beklenenin üstünde yoğun bir ilgiyle karşılanan Cirque du Soleil-Saltimbanco gösterisi için yoğun talep üzerine hafta içi 6 ek gösteri kondu. Ek gösterilerin biletleri Biletix üzerinden satışta!
Yer çekimine karşı koyan bu gösteriyi izlemenizi tavsiye ediyorum...Biletler tükenmeden alın..
Cirque du Soleil'in her gösterisinde 50 sanatçı sahneye çıkıyor. Bugüne kadar 225 şehirde sahneye çıkan topluluk İstanbul'da 4 Mart'a kadar toplam 17 gösteri yapacak.
Bilet fiyatları ise 163,50TL ile 55,50TL arasında.

19 Şubat 2011 Cumartesi

İstanblue Vodka ile Bu Akşam Sokakta Eğlence Var!

İstanblue Vodka sponsorluğunda gerçekleşecek İstanbul Blue Night kapsamında bu akşam aşağıdaki etkinlikler yapılacak. Hava biraz soğuk ama İstanblue ile ısınabilirsiniz:)

Saat 20:20: Türk müzik tarihinin yaşayan çınarı İlham Gencer’in Odakule önünde piyano performansı
Saat 20:30: Ünlü keman virtüözü Canan Anderson’ın Botter Apartmanı önünde keman performansı
Saat 20:30: İstanbul gece hayatı ve müzik denilince akla gelen ilk isim Suat Ateşdağlı’nın Tünel Meydanı’nda DJ performansı
Saat 20:15-21:00 ve 22:00 – 23:00 : Geceye özel olarak kurulan Blue Night Jazz Band Terkos Pasajı’nın önünde saatleri arasında İstanbul Blue Night’ın ilk mavi ışıklarını yakacaklar.
Saat 21:00: 11.11’de VIP Party

18 Şubat 2011 Cuma

Tophane Art Walk Galerileri Bu Pazar Açık!

Cristina Kahlo Pera Müzesi'nde

"Gelman Koleksiyonu’ndan Frida Kahlo ve Diego Rivera"
sergisi kapsamında
                                                      söyleşi,

"Frida Kahlo, Diego Rivera
ve Dönemin Sanat Çevresi"

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi “Gelman Koleksiyonu’ndan Frida Kahlo ve Diego Rivera” sergisi kapsamında, 19 Şubat Cumartesi günü saat 14:30’da Pera Müzesi Oditoryumu’nda Cristina Kahlo’nun gerçekleştireceği "Frida Kahlo, Diego Rivera ve Dönemin Sanat Çevresi" başlıklı bir söyleşi düzenliyor.

Türkiye’ye gelen Frida Kahlo’nun kızkardeşinin torunu Cristina Kahlo, Frida Kahlo ve Diego Rivera’nın yaşamları ve yapıtlarının da içinde şekillendiği Meksika kültürel ortamına, görseller eşliğinde, farklı bir bakış sunuyor.

Meksiko’da yaşayan fotoğraf sanatçısı Cristina Kahlo Meksiko’daki Mavi Ev, Frida Kahlo Müzesi’nde çocuklarla fotoğraf eğitimleri ve atölye çalışmaları düzenledi. Fotoğraf üzerine çeşitli makaleleri de bulunmaktadır. 
Söyleşi:
Cristina Kahlo
"Frida Kahlo, Diego Rivera ve Dönemin Sanat Çevresi"
19 Şubat 2011 Cumartesi, 14:30

Pera Müzesi Oditoryumu


17 Şubat 2011 Perşembe

Uğur Karabayır'dan Kuskuslu Kuzu Pirzola Tarifi

Torro Tapas Lounge, Hardal, Up Lounge, Oktoberfest ve Nişantaşı Hardal'ın ortaklarından Uğur Karabayır'dan Kuskuslu Kuzu Pirzola tarifi:) Asmalımescit'teki Torro Tapas Lounge'ın mutfağında geçekleşen lezzetli videoyu benimle paylaşan Trendus.com ekibine teşekkür ederim.

Bu akşam ne var ne yok?

ALANistanbul -I ve ALANistanbul-II'de yer alan iki ayrı serginin beraber
yapılacak olan açılış kokteylleri bu akşam saat: 18.00'de gerçekleşecek.

ALANistanbul -I'de Murat Germen ,Ceren Oykut ve Müge Bilgin'in
çalışmalarından oluşan “La Production de L’Espace: Kent Üzerine Bir
Sergi”,
ALANistanbul-II'de ise Bahar Oganer ve Ozan Oganer'in çalışmalarının yer
alacağı "Gizli Bahçe" isimli sergi 11 Mart 2011 tarihine kadar
görülebilir.

16 Şubat 2011 Çarşamba


DÜNYANIN ÖNDE GELEN TÜRK TASARIMCILARINDAN
BARLAS BAYLAR İLK DEFA TÜRKİYE’DE NICOL’DE

New York'ta yaşayan, uluslararası mobilya tasarım markası Hudson Furniture’ı kuran, Türk Tasarımcı Barlas Baylar, ilk defa Türkiye’de tasarımın yeni adresi NICOL’de.  Barlas Baylar’ın NICOL’de yer alan koleksiyonu bronz çağından, inka motiflerinden ve Osmanlı kültüründen soluk alıyor. Masif ahşap, bronz ve nikelden oluşan yemek masaları, sehpalar, kanape ve ışıklandırma tasarımları, aralarında Beyonce, Jennifer Lopez, Jude Law gibi isimlerin de bulunduğu dünyaca ünlü yıldızların da tercihi.
Dünyanın önde gelen Türk Tasarımcılarından Barlas Baylar’ın özel tasarımlarını NICOL’ün Kuruçeşme’deki tarihi binasında bulabilirsiniz.

12. İstanbul Bienali İçin Geri Sayım Başladı



İKSV tarafından Koç Holding sponsorluğunda düzenlenen 12. İstanbul Bienali, 17 Eylül-13 Kasım tarihleri arasında İstanbullularla buluşmaya hazırlanıyor.

12. İstanbul Bienali’nin İsimsiz (12. İstanbul Bienali), 2011 olarak belirlenen başlığı ve görsel kimliği, minimalist ve kavramsal yapıtlarıyla 20. yüzyıl güncel sanatının en önemli isimleri arasında sayılan Kübalı-Amerikalı sanatçı Felix Gonzalez-Torres’e göndermeler içeriyor.

12. İstanbul Bienali, başlığının yanı sıra temalarında da Felix Gonzalez-Torres’in işlerinden ilham alıyor. Bienalde "İsimsiz" (Pasaport), "İsimsiz" (Ross), "İsimsiz" (Ateşli Silahla Ölüm), İsimsiz (Soyutlama) ve İsimsiz (Tarih) olarak farklı temalar altında düzenlenecek beş karma sergiye ek olarak, bu meselelerle ilgili tartışmaları daha da ileriye taşıyacak 45 solo sergi de yer alacak. 12. İstanbul Bienali, başlığında olduğu gibi, bu beş tema çerçevesinde de Gonzalez-Torres’e referans vermeye devam edecek.

12. İstanbul Bienali, günümüzde, özellikle bienal bağlamında, yan etkinlik ve programları öne çıkaran anlayışa yanıt olarak, sanatsal ve küratoryel ifadenin asıl biçimi olan serginin önemine yeniden dikkat çekmeyi amaçlıyor. Bu amaçla bienal tek bir sergi mekanında gerçekleştirilerek sanat eserlerinin ön plana çıkmasını sağlayacak.

Eylül ayından itibaren İstanbul’u bir kez daha dünya sanat çevrelerinin ilgiyle izlediği bir sanat platformuna dönüştürecek 12. İstanbul Bienali, İKSV tarafından 17 Eylül-13 Kasım 2011 tarihleri arasında Koç Holding sponsorluğunda gerçekleştirilecek.

Kith&Kin markasının ortaya çıkış hikayesi tasarımcısı Serra Kefeli nin Afrika ya
duyduğu ilgiyle başlıyor.
Kabileleri ve kabile yaşamını araştırıyor ve Kith & Kin in, kabile içindeki
insanların bir arada olup aynı duyguyu hissetme ihtiyacı anlamına geldiğini
öğreniyor. Kabile insanlarının giyim tarzları, renkleri, boncukları bazen bir
şöleni andıran danslar, bazen sert savaşçı ruhları tasarım yapmak için müthiş
detaylar sunduğundan,kabilenin eğlenceli ve savaşçı ruhunu inceleyerek 2
concept belirleyip koleksiyonunu oluşturuyor.
Yüzde yüz renk renk ipeklerle hazırlanan kıyafetler bu ruhu yansıtıyor.
Koleksiyonunda eğlenceli ruh için geometrik şekiller, bazen renkli
boncuklar, capcanlı renkler kullanırken, savaşçı ruh için daha sert kesimler,
griler,siyah,beyaz, lacivert, kırmızı kullanıyor.
Savaşçı ruhunda kadının gücü, kendine güveni, hem renklerle hem kesimlerle
pekiştiriliyor.
Afrikalı kadının karikatürize edilmiş illustrasyonu olan logo, kıyafetlerde
karikatürize edilmiş canavarlar,küçük vahşi hayvanlar, Serra Kefeli nin Kith
&Kin kadınını anlatıyor. Detaylarda ise üçgenler,yuvarlaklar ve zigzaglar
Kith&kin kadınını ve o kabileye ait olmanız için sizi provoke edecek şekilde
ortaya çıkıyor.
Kith&kin kadınını çok ama çok seveceksiniz:)

İstanbul Tasarım Bienali Ön Etkinlikleri Devam Ediyor

İKSV'nin ilkini 2012 yılında gerçeklestireceği Istanbul Tasarim Bienali'nin ön etkinlikleri Şubat ayinda devam ediyor.
Vitra Tasarim Müzesi'nin kurucusu, Vitra Tasarim Vakfi Baskani Alexander von Vegesack, IKEA tasarimcisi Sigga Heimis, Londra merkezli Architecture+Design stüdyosunun kurucusu iç mimar Sevil Peach ve Hermès markasinin geçtigimiz Aralik ayina dek Tasarim Direktörlügü'nü üstlenen Gabriele Pezzini, Tasarim Bienali'nin konugu olarak Istanbul'a geliyor.
Tasarim alaninda kurumsal basarilari ile öne çikmis bu dört isim, 25 Subat Cuma günü 18.00-20.30 arasinda Istanbul Modern'de gerçeklesecek toplantida "Neden Tasarim" sorusunu masaya yatirarak katilimcilarin kendilerine yönelttikleri sorulari cevaplayacaklar.

15 Şubat 2011 Salı

Bu Akşam Herkes Eda'nın Evinde, Sen Nerdesin?

Eda Taşpınar, Supermarket'i bu akşam kendi evine dönüştürüyor. Yemekler, kokteyller hazırlayacak olan Eda, zaman zaman konukların kıyafetlerini de eleştirecek. Bu yazıyı okurken hala evde hava zaten soğuk yarın da iş var ne gerek var çıkmaya diyorsan, aslında çok şey kaçırıyorsun. Ve hala partiye yetişebilirsin:)
Geceden fotoğraflar için blogu takipte kalabilirsiniz:):)

14 Şubat 2011 Pazartesi

Duyduk Duymadık Demeyin Atölye Modern Başlıyooorr!!!

İstanbul Modern Sanat Müzesi’nin yetişkinlere yönelik atölye ve seminer programı AtölyeModern, Bahar 2011 dönemine, 1 Mart 2011’de başlıyor. Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği (AICA) Türkiye işbirliğiyle düzenlenen Batı Resim Sanatı Tarihi ve Türk Resim Sanatı Tarihi seminerleri, yoğun istek üzerine tekrarlanıyor. Alanlarında uzmanlaşmış sanat tarihçileri ile yürütülen ve sanatın yaklaşık 800 yıllık gelişimini katılımcıları ile paylaşan İstanbul Modern - Sanat Tarihi Seminerleri, sanat yapıtının tarihsel süreç içinde kat ettiği yolu, gelişim ve beslenme kaynaklarını, sanat yapıtını anlamanın ve anlamlandırmanın yöntemlerini örneklerle izleyiciye sunmayı amaçlıyor. AtölyeModern’in, yazar Mario Levi ile gerçekleştirdiği “Yaratıcı Yazarlık” atölyesi de, yoğun istek üzerine yeniden düzenleniyor.

Salih Keleş ‘Şehrin Ritmi’yle Çırağan Palace Kempinski Sanat Galerisi’nde

The National Gallery, Tate Gallery, The British Museum gibi İngiltere’nin önde gelen müze ve galerilerinde araştırma ve etüdlerde bulunan, eserleri yurtiçi ve dışı koleksiyonlarda yer alan Salih Keleş “Şehrin Ritmi” ismini verdiği sergisiyle Çırağan Sarayı Sanat Galerisi’ne konuk oluyor.

23 Şubat’ta açılacak olan sergi, isminden de anlaşılacağı üzere, şehir hayatının ritmini ve bu ritimde yaşayan insanların ruh hallerini anlatıyor. Yağlıboya tablolardan oluşan sergide, annesiyle deniz keyfi yapan küçük bir kız çocuğundan, caddelerde gezen işadamlarına, müzizyenlere  kadar pek çok şehirli ile tanışmak mümkün.

Figür ağırlıklı çalışmalarıyla ünlenen Keleş’in resimleri, dramatik yapılarıyla insanları düşünmeye itiyor. Fotoğraf, sinema, kitap, tiyatro ve müziğin resminin temelini oluşturduğunu belirten Keleş eserlerinde izleyenleri kah Beyoğlu kah Fenerbahçe’de sokaklarında gezintiye çıkarıyor. 
Yarattığı ekspresyonist resimlerinde insanların hüzün ve mutluluk gibi  ruh hallerinin yanısıra şehirlerin değişimine de yer veren sanatçının yağlıboya ve akrilikten 50 eserinden oluşan sergi Saray’ın giriş katında 29 Mart 2011’e kadar günün her saati ücretsiz gezilebilir (0 212 326 46 46)

Burcu Tunca'dan Son 10 Saat Uyarısı!!Mutlaka Okuyun.

14 Şubat ile ilgili Burcu Tunca'dan çok keyifli bir mail geldi, bir uyarı maili. Ee bende bu uyarıyı görmezden gelemezdim:)
"Gerçek aşkın 14 şubata ihtiyacı var mı ?!
Gerçek aşkın 14 şubata ihtiyacı var mı dır? 14 şubat olunca mı aşk aşk oluyor yani !
Hiç ona soran oldu mu !kaybettiğimiz değerli insanları da sadece ölüm yıldönümlerinde
hatırlıyoruz ya, onu gibi... Her yerde bir telaş bir koşturmaca bi durun sakin olun şöyle derin
bir nefes alın önce.. Belki tek bir gün hatırlanmaktan gayet müzdaripdir Aşk..
İçimizde ki güzel duygular şehrin hengâmesi koşturması arasına karışmışken. Temiz iyi huylu
kalbimiz lime lime yapılmış ve huyu suyu değişmek üzereyken... Şubat ayı gelir ve o gün
yeniden aşkı hissedebileceğini hisseder kalp, ama sadece tek bir gün kadın erkek herkes bu
güzel duyguyu hatırlayıp hissedebiliyor ve 24 saat sonra yine herkes,her şey balkabağına
dönüyor.Yani son on saat.."

İKSV Salon'da 14 Şubat'ın ardından neler oluyor?

Bu hafta Sevgililer Günü telaşının ardından, neler yapacağız diyenlere İKSV Salon'dan güzel etkinlikler var. Salon, bu hafta da konserlerden tiyatro gösterileri ve söylesilere, renkli bir programa ev sahipligi yapacak.
Günlük yasam filozofu olarak ün yapan yazar Alain de Botton, Management Centre Türkiye isbirligiyle 15 Subat Sali aksami, Türk hikâye ve roman geleneginde ayriksi bir yere sahip Nazli Eray ise Dogan Hizlan'la Edebiyat bulusmalari kapsaminda 16 Subat Çarsamba aksami okurlariyla bulusacak.
2000'li yillarin en iyi çikis yapan caz vokallerinden Sara Gazarek, 18 Subat Cuma ve 19 Subat Cumartesi geceleri, iki gece üst üste Salon'a konuk olurken Volt Tiyatrosu'nun taptaze oyunu Tilt, 20 Subat Pazar aksami Salon izleyicileriyle bulusuyor.

13 Şubat 2011 Pazar

Frida & Diego

20. yüzyılın efsane çifti Frida Kahlo ile Diego Rivera İstanbul’da. Sadece Meksika’nın değil tüm dünyanın en çarpıcı figürlerinden Kahlo ve Rivera’nın kendilerine has karakterleri, öyküleri ve merak edilen fırtınalı birliktelikleri hakkında birçok sorunun cevap bulacağı bir sergi bu. Meksika dışında çok az yerde sergilenen, Jacques ve Natasha Gelman’ın koleksiyonundan 40 yapıt geldi Pera Müzesi’ne. Serginin küratörü Dr. Helga Prignitz-Poda. Sinema, edebiyat dünyasına da ilham veren ikiliyle tanışmak için 20 Mart’a kadar vaktiniz var. Aynı zamanda farklı sergilerinde yer aldığı Pera müze'inde Frida Sergisine özel hediyelik eşyalar alabilir ve cafesinde frida kahlo baskılı kurbiyeler bulabilirsiniz:)
Bugün sergiyi gezenler arasında Nil Karaibrahimgil ve Serdar Erener'de vardı.
Sergiden sonra Galata Şarküteri'ye gittik. Galata Şarküteri'nin sandviçleri harika. Değişik türde ve lezzette peynirler şarküteride sizi sizden alabilir:) Tabii peynirin yanında şarapsız olmaz, en güzel şarap seçenekleri de yine Galata Şarküteri'de. Sakin bir pazar geçirmek ve gazetenizi sessizce okumak isterseniz uğramanız gereken yerlerden birisi.













Ardından aldığımız şaraplarımızı Çınar'ın terasında yudumladıktan sonra Nişantaşı'nda bugün yapılacak partiye uğramak ve neler oluyor görmek istedik. Hava soğuk olduğu için oldukça boş bir etkinlikti ama buzdan yapılmış dj standı gayet yaratıcıydı. Love and the City yazısını da çekmeden geçmedik.

12 Şubat 2011 Cumartesi

Delicatessen ve iletişim dersleri vol.I


İletişim dersi alınmasını sağlayan fotoğraf:)


Bugün Nişantaşı'nda Sevgililer Günü vitrinlerini görmek için oradan oraya dolaştık. City's de çok keyifli bir standta hem durduk, sohbet ettik hem de şahane Vinis şaraplarını tatma fırsatımız oldu. Vinis rose şarabı ve  kurutulmuş dutla birleşince süper bir ikili oldular :) Şarapların bağı bahçesi hakkında da konuştuktan sonra bir şeyler yemek, içmek için Delicatessen'e gittik. Çok ilginç bir iletişim dersi aldık:) Ezgi fotoğraf çekti, ama alt kattaydık ve kimse yoktu. Bir bayan bize sert bir şekilde yaklaşarak fotoğraf çekmek için izin aldınız mı, dedi. Bu konuda haklı olabilirdi ama düşündüğümüzde çağımızda telefonlarla zaten istediğimiz yerin fotoğrafını çaktırmadan çekebilirdik. Neyse Ezgi'de hayır pardon izin almadık kusura bakmayın dedi. Bayan yine sert ve azarlar bir biçimde bu bir iletişimdir, fotoğraf çekmek yasak değil, çekebilirsiniz ama yine de gelip sormanız gerekiyor, dedi ve gitti. İletişim gerekiyorsa hizmet alınan bir yer olan mekanlarda müşteri ile iletişim böyle mi sağlanır? Sayesinde ilkokul yıllarıma döndüm. Gereksiz bir tavır sergileyen bayana burdan Ali Saydam'ın Eş ve Müşteri Yönetimi kitabını önerebilirim. Çünkü her iki ilişki de ince bir çizgidedir ve bittiğinde dönmesi gerçekten çok zordur.

 
Lezzetli Vinis Şarapları @City's
City's Galeri





 

11 Şubat 2011 Cuma

Asmalımescit'te Nefis Tapaslar TORRO TAPAS LOUNGE'ta



Asmalımescit'in bilindik mekanlarının dışında, kendi tarzını yaratmış bir tapasçı Torro Tapas Lounge. İş çıkışı yemeğe gidebileceğiniz ve ilerleyen saatlerde de içkinizi yudumlayacağınız mekanlardan biri. Çalışanların sıcak ilgisi daha kapıdan adımınızı attığınızda dikkatinizi çekiyor. Özellikle Baby Kalamar Izgarası ve Paellası harika. Kkteyl olarak da tabii ki sangria. Haftasonları yer bulmakta güçlük çekeceğiniz mekana gitmeden önce rezervasyon yaptırmanızı tavsiye ederim.

10 Şubat 2011 Perşembe

Özlem Süer Gerilla Mağazacılık Projesi Vol.II 1- 20 Şubat 2010


Özlem Süer, Kanyon'da açtığı mağazasında lezzetli alışveriş konseptini başlattı. Virgin Radyo'nun yer aldığı etkinlikte hem sohbet edip hem atıştırıp hem de kıyafetleri inceleyebilirsiniz. Özlem Süer'in basın danışmanı Ayşe Hanım ile sohbet etme imkanımız oldu. Projenin amacının masa başında eski zamanlarda olduğu gibi gelen misafirlerin birbirleri ile sohbet etmesi ve tasarımların herkese ulaşmasını sağlamak olduğunu belirtti. Gerçekten de öyle bir etkinlikti. Herkesin birbiriyle sohbet ettiği, lezzetli atıştırmalıkların olduğu hoş bir projeydi. Devamını bekliyoruz:)

TASARIM TUTKUNLARINA ÖZEL HEDİYELİK ÜRÜNLER IKSV MAĞAZA'DA

14 Şubat için sevgililerine hem farklı bir hediye vermek hem de kültür ve sanata destek olmak isteyenler İKSV Tasarım Mağazası’nda bir araya gelecek. Tasarım ve sanat tutkunlarının çok özel armağan alternatifleri bulabileceği İKSV Tasarım Mağazası, yenilenen koleksiyonu ve sevgililer gününe özel sürpriz hediye seçenekleriyle, özel bir hediye arayanlar için buluşma noktası olacak.

İKSV Tasarım Mağazası’nda, sevgililer gününden önceki iki hafta sonunda, 5 ve 12 Şubat Cumartesi günleri, 15.00–19.00 saatleri arasında gerçekleşecek özel sevgililer günü kokteyllerine tüm tasarım ve sanat dostları davetli. Sevdiklerine hediye almak isteyen herkes,  sevgililer günü kokteyllerinde, şarap eşliğinde özel indirimli ürünler, 100 TL ve üzeri alışverişlerde sürpriz hediyeler ve taksit imkânlarından faydalanabilecek. Ziyaretçilere, 12 Şubat Cumartesi günü gerçekleştirilecek kokteylde İKSV Tasarım Mağazası’nı Joy FM müzikleri de eşlik edecek.

Tasarım tutkunları, bu iki hafta cumartesi boyunca, İKSV Tasarım Mağazası çatısı altında buluşan tasarımcıların Sevgililer Günü’ne özel koleksiyonlarını inceleme fırsatı bulacak. Toz Design markasının yaratıcısı Leyla Taranto’nun altın ve gümüşü yan yana kullandığı kalp kolyeleri, sevgililere özel mesajların iletilebileceği Oya Akman’ın “Messenger” fincan ve kupası Ela Cindoruk ve Nazan Pak’ın kalpli kolye ve dilek künyeleri, Asanni’nin el yapımı cam kalpleri, Aida Pekin’in kırmızı pirinç takıları, 14 Şubat’ı özgün bir armağanla kutlamak isteyen sevgililer için birbirinden ilgi çekici hediyelik ürünlerden sadece birkaçı…

Türkiye’de MoMA Design Store ürünlerinin ilk defa satışa sunulduğu İKSV Tasarım Mağazası, aynı zamanda Dali, Picasso gibi dünyaca ünlü ressamların müze mağazalarından oluşturulan seçki ile Andy Warhol ve Karim Rashid gibi tasarımcıların özgün ürünlerine de ev sahipliği yapıyor.

Hafta içi ve cumartesi günleri 11.00–21.00, Pazar günleri ise 12.00–18.00 saatleri arasında açık olan İKSV Tasarım Mağazası’nda, fiyatları 6 TL ile 4000 TL arasında değişen birbirinden özel ürünler sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.