Geçen ayki sayfa görüntüleme sayısı

25 Şubat 2011 Cuma

Bir Cuma Günü Hikayesi...

Yani aslında kış günü dedim ama Mart'a az kaldı, havalar çok soğumadan kışı atlatıyoruz derken yağmurla karışık karla uyandık bütün hafta beklenilen cuma gününe. Bence bugün hava çok da soğuk değil. Ya da kısa mesafe yürüdüğüm için öyle gelmiş olabilir. Uzun yıllar Ankara'da yaşamış birisi olarak bu havalarda denize bakmak da çok keyifli. Uyanamamış asık suratlı insanların telaşına bakmayı da çok seviyorum. Otobüsü kaçırdığım zamanlar diğer otobüs 1 saat sonra geldiğinden taksiye binmek zorunda kalıyorum. Ee taksiye binince de işe erken gelmiş oluyorum. Bu yüzden İstiklal Caddesi üzerindeki (ama Tünel'e yakın olan) Starbucks'a gidip kahvaltımı yapıp gazete okuyorum. Bir hafta hep bir ya da iki dakika ile kaçırdığım otobüsler yüzünden gittiğim Starbucks'ta, her sabah (7.30-9.30 saatleri arasında) karşılaşabileceğiniz inanılmaz kibar ve hoş sohbet amcalar var. Oturdukları yer de hep aynıdır. Uzun pardesüleri, gömlek, ceket bazen kravat bazen atkı takarlar ama hep şıktırlar. Neden bilmiyorum ama sabahları bazen Starbucks'ta gazete olmuyor bende hep bu amcalardan gazetelerini istiyorum. Herkesi tanıdıkları için esnaf olduklarını düşünmüştüm ki konuşma ve tanışma fırsatımız olduğunda yanılmadığımı anladım. Herkese sabah sabah güler yüzlü bakabildikleri için çok seviyorum o ekibi. Çünkü artık yavaş yavaş toplu taşıma araçlarını kullanmaya başlayan ben, çoğu zaman insanların uyur gezer hallerini görmemek için yanımdaki kitaba dalıyorum. Kitaba dalmadığım zamanlar konuşmalarından çocukluk arkadaşı olduklarını anladığım iki bankacıyı dinleyemeye başlıyorum, istemeden:) Zamanla dizileşen hayatlarını merakla dinliyorum. Bir kadın biri erkek. Erkek topladığı para puanlarla çok beğendiği kabanı aldığı için heyecanlı, kız ise babasına yük olmadan çeyizini hazırlamaya çalışmakta..Onların anlattıkları bir iki cümleye sığmaz...Ayrıca bir gün otobüste kulak misafiri olduğum hikayeleri anlatacağım. Çok eğlenceli, çok uzak çok yakın hikayeler. Suratlarına uzun süre bakmadım hayalimde canlandırdığım karakterler olarak kalmaları için ama bir gün yanıma oturduğunda sesinden tanıdığım kız artık canlanmıştı. Erkek ise flu...Hala hayalimdeki bankacı çocuk. İşini sevmeyen, ama mecburen işine giden pek çok işini sevmeyen insandan biri...
Neyse şimdi lafı çok uzatmadan bu hafta nerelere gidebilirsiniz, hangi galeri, sergi gezilebilir biraz onlardan bahsedeceğim. Umarım güzel bir cuma ve keyifli bir haftasonu geçirirsiniz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder